"Dreams on the river", Embroidery on fabric, 215 x 286 cm, 2011, Chongqing, China
Workshop held on the occasion of OrganHaus Art Space, Chongqing, China
Participants: Yang Xi, Liang Ying, Han Wen Zhang, Wu Yan, LeiLeo, Wen Jing, She Chenqi, Jiu Jiu
Haydi!Çağdaş Sanatta Katılımcılık ve Kolektif Üretim
Sanatçılar: Can Altay, Burak Delier, Işıl Eğrikavuk & Jozef Erçevik Amado, Esra Ersen, Oda Projesi, Sarkis, Güneş Terkol
Küratör: Marcus Graf
Yardımcı Küratör: Melike Bayık
Asistan Küratör: Öykü Demirci
Bugün, sosyal hayatımız ve üretimimiz büyük ölçüde işbirliklerine ve çok boyutlu katılımlara bağlı olmasına rağmen, pek çok sanatsever sanatçının kendi stüdyosunda halen tek başına çalıştığını ve tüm süreçler ile tek başına ilgilendiğini zannetmektedir. Oysa bu romantik model, eski ustaların atölyelerinde yapılmış olan sanatın çoğu için bile geçerli değildir ancak yine de bu sofu sanatçı fikri sanat çalışmalarına yönelik belli beklentilerin sebebidir.
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, Arte Povera, Yeni Gerçekçilik, Kavramsal Sanat ve Minimal Sanat gibi hareketlerle katılımcı yaklaşımlar ve işbirlikçi uygulamalar, çağdaş sanatın çeşitli alanları arasında güçlü bir yer edinmiştir. Fluxus, Happening ve Performans Sanatı gibi akımlar ise çevre ile birlikte sosyo-politik katılımlı ve süreç odaklı çalışmaların yaratıldığı ortamların kurulmasını sağlayarak güçlü bir sosyal farkındalığa katkıda bulunmuştur. İletişim süreçleri ve sosyal etkileşim, böylelikle, hümanist birlikteliğin alternatif modellerinin düşünülebildiği ve önerilebildiği süreçlerin yaratılmasında temel kavramlar haline gelmiştir.
1990'lı yıllarda, genç kuşak sanatçıların sosyo-politik çalışmalara olan ilgisi postmodern dünyamızın matrisini somut bir şekilde değiştirerek çağdaş sanat sahnesine yeni bir alan kazandırdı; ilişkisel estetik. Bu terim Nicholas Bourriaud tarafından insan ilişkileri ve toplumsal bağlamlara dayanan sanatı anlatmak için gündeme getirilmişti. O günden bu yana çağdaş Batı sanatının üretimi, sergilenmesi ve arabuluculuğunda, katılım ve işbirliği temel kavramlar haline geldi.
Türkiye'de ise, bugün bu alana olan ilginin halen az olduğu görülmektedir. Yine de, 1990'ların ortalarından beri sanat ortamımızda, işbirlikçi tavırlarda sosyo-politik meselelerle uğraşan sanatçılar bulunmaktadır. Plato Sanat’ın yeni sergisi Haydi! Çağdaş Sanatta Katılımcılık ve Kolektif Üretim yedi önemli temsilciyi sunuyor; Can Altay, Burak Delier, Işıl Eğrikavuk & Jozef Erçevik Amado, Esra Ersen, Oda Projesi ve Sarkis’in yanı sıra Güneş Terkol’ün seçkin eserlerinin desteğiyle, bu sergide ikonik parçalar yer almaktadır. Haydi! Çağdaş Sanatta Katılımcılık ve Kolektif Üretim sergisi aynı zamanda, sanat ortamımızın bugünkü durumuna yansıyan ve günümüzde işbirlikçi çalışma ihtiyacının altını çizen, araştırmaya dayalı bir sergidir.
-- --
Come On!
Participation and Collaborative Practice in Contemporary Art
Artists: Can Altay, Burak Delier, Işıl Eğrikavuk & Jozef Erçevik Amado, Esra Ersen, Oda Projesi, Sarkis, Güneş Terkol
Curator: Marcus Graf
Associate Curator: Melike Bayık
Asistant Curator: Öykü Demirci
Although our social life and industrial production is heavily depending on collaboration and multi-dimensional participation, many art lovers still expect the artist working alone in his or her studio and being solely engaged in all processes. This romantic model is not even valid for most of the art that has been made in the workshops of the old masters, and yet the idea of the ascetic artist is the reason for certain expectations towards artworks.
Since the second half of the 20th century, through movements like Arte Povera, New Realism, Conceptual Art and Minimal Art, participatory approaches and collaborative practices have gained a strong place between the various fields of contemporary art. Fluxus, Happening and Performance Art have add to interdisciplinary and interactive strategies a strong social awareness by installing environments, in which the artist together with the audience creates process oriented works that are socio-political engaged. Back then, communication processes and social interaction became the main concepts for creating highly creative and intellectual processes, in which alternative models of a humanist togetherness can be imagined and proposed.
During the 1990’s, the ongoing interest of a younger generation of artists in developing socio-political works that matter and that are concretely involved in changing the matrix of our post-postmodern world, has given the art scene a new field of contemporary art practice with a relational aesthetic. This term was brought up by Nicholas Bourriaud for describing art that is based on human relations and social contexts. Since then, participation and collaboration have become main concepts in the production, exhibition and mediation of contemporary Western art.
In Turkey though, it seems like this important way of today’s art practice is still of minor interest. Nevertheless, since the mid of the 1990’s, there are also artists in our art scene that are dealing with socio-political matters in collaborative manners, and Plato Sanat’s current exhibition Come On! presents seven important representatives. With the help of the exceptional oeuvres of Can Altay, Burak Delier, Işıl Eğrikavuk & Jozef Erçevik Amado, Esra Ersen, Oda Projesi, Sarkis as well as Güneş Terkol, the show gives an insight in this way of contemporary art practice by displaying a selection of iconic pieces. At the same time, Come On! is a research-based exhibition that reflects on the current state of our art scene, and underlines the need for collaborative work today.